10 Temmuz 2013 Çarşamba

CEZA HUKUKU YAPTIRIM TEORİSİ - YAPTIRIMLAR- TEKERRÜR

YAPTIRIMLAR

Suçun karşılığı olarak uygulanabilecek yaptırımlar, CEZA ve GÜVENLİK TEDBİRLERİ dir. Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak KANUN İLE KONULUR. ( Kanunilik İlkesi )
​Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.   ( T.C.K m. 2 )

 Türk Ceza Kanununda öngörülen cezalar iki türlüdür:

- Hapis Cezası.
- Adli Para Cezası.
Bir suçun karşılığı olarak sadece hapis cezası öngörülebilir, hapis cezası ile birlikte adli para cezası öngörülebileceği gibi sadece adli para cezası da tek başına öngörülebilir.

HAPİS CEZALARI
​Türk Ceza Kanununda hapis cezaları: Ağırlaştırılmış Müebbet Hapis Cezası, Müebbet Hapis Cezası ve Süreli Hapis Cezası olarak hükme bağlanmıştır.
​Ağırlaştırılmış Müebbet Hapis: Sık güvenlik tedbirleri ile ömür boyu çektirilen cezadır.
​Müebbet Hapis: Ömür boyu infaz edilen hapis cezasıdır.
​Süreli Hapis Cezası: 1 Aydan 20 Yıla kadar olan hapis cezasıdır.
​Kısa Süreli Hapis Cezası ise süreli hapis cezasının bir türüdür ve 1 yıl veya DAHA AZ SÜRELİ HAPİS CEZASIna kısa süreli hapis cezası adı verilir.
 
KISA SÜRELİ HAPİS CEZASINA SEÇENEK YAPTIRIMLAR
1 veya DAHA AZ hapis cezalarının infaz kurumunda çektirilmesinin mahzurları                   (olumsuz yanları) söz konusu olduğu için bu cezaların aşağıda sayılan seçenek yaptırımlara ÇEVRİLEBİLİR. Ancak bu çevirme Hâkimin TAKDİRİNE BAĞLIDIR.

Seçenek yaptırımlar:
- ADLİ PARA CEZASI- GÜN ESASINA GÖRE ADLİ PARA CEZASI-: (Kanunda aksi belirtilmedikçe 5 günden az 730 günden fazla olmayan ve failin ekonomik durumuna göre bir gün için 20-100 TL nin devlet hazinesine ödenmesidir. Hâkim bu miktarı taksitlendirebilir. Taksit süresi 2 Yılı GEÇEMEZ ve taksit sayısı 4 TEN AZ OLAMAZ.)
- Mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle, tamamen giderilmesine,
- En az iki yıl süreyle, bir meslek veya sanat edinmeyi sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkânı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmeye,
- Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanmaya,
- Sağladığı hak ve yetkiler kötüye kullanılmak suretiyle veya gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranılarak suç işlenmiş olması durumunda; mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, ilgili ehliyet ve ruhsat belgelerinin geri alınmasına, belli bir meslek ve sanatı yapmaktan yasaklanmaya,
- Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle ve gönüllü olmak koşuluyla kamuya yararlı bir işte çalıştırılmaya, çevrilebilir.
Hakkında seçenek yaptırımlardan birine hükmedilen kişinin bu yaptırımın gereklerine uygun hareket etmesi durumunda, bu ceza infaz edilmeyecek ve kişi açısından bu mahkûmiyete ilişkin sonuçlar ortaya çıkmayacaktır. Çünkü: “Uygulamada asıl mahkûmiyet, bu madde hükümlerine göre çevrilen adlî para cezası veya tedbirdir.”
Suç tanımında hapis cezası ile adlî para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hâllerde, hapis cezasına hükmedilmişse; bu ceza artık adlî para cezasına çevrilmez.
 
 
SEÇENEK YAPTIRIMA ÇEVİRME ZORUNLULUĞU- Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile;
- Fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir. Bu iki durumda hâkimin takdir yetkisi yoktur, cezayı seçenek yaptırımlardan birine çevirmek zorundadır.
Taksirli suçlardan dolayı hükmolunan hapis cezası uzun süreli de (1 YILDAN FAZLA OLSA DAHİ ) olsa; bu ceza, diğer koşulların varlığı hâlinde taksirli hapis cezası adlî para cezasına çevrilebilir. Ancak, bu hüküm, bilinçli taksir hâlinde uygulanmaz.
 
SEÇENEK YAPTIRIMLARIN YERİNE GETİRİLMEMESİHüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek yaptırımın gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesi hâlinde, hükmü veren mahkeme kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verir ve bu karar derhâl infaz edilir ve ARTIK MAHKÛMİYET BU YAPTIRIMLAR DEĞİL MAHKUM OLUNAN HAPİS CEZASI OLACAKTIR.
 
HAPİS CEZASININ ERTELENMESİ ( TECİL)Türk Ceza Kanununa göre ERTELEME bir İNFAZ BİÇİMİDİR. Cezası ertelenen kişi erteleme süresinin sonunda CEZASINI ÇEKMİŞ SAYILIR.
Erteleme için Gerekli ŞARTLAR:
- Kişinin 2 yıl veya daha az süreli hapis cezasına mahkûm edilmiş olması (Eğer fail suçu işlediği sırada 18 yaşını tamamlamamış ise veya 65 yaşını bitirmiş ise süre 3 YILDIR)
- Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı 3 AYDAN FAZLA HAPİS CEZASINA MAHKÛM OLMAMIŞ OLMASI,
- Suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması, gerekir.
​Ertelemenin ŞARTA BAĞLANMASI: Cezanın ertelenmesi, mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi koşuluna bağlı tutulabilir. Bu durumda, koşul gerçekleşinceye kadar cezanın infaz kurumunda çektirilmesine devam edilir. Koşulun yerine getirilmesi hâlinde, hâkim kararıyla hükümlü infaz kurumundan derhâl salıverilir.
 ​Cezası ertelenen hükümlü hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirlenir. Bu sürenin alt sınırı, mahkûm olunan ceza süresinden az olamaz.
Denetim süresi içinde;
 ​a) Bir meslek veya sanat sahibi olmayan hükümlünün, bu amaçla bir eğitim programına devam etmesine,
b) Bir meslek veya sanat sahibi hükümlünün, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına,  
 ​c) Onsekiz yaşından küçük olan hükümlülerin, bir meslek veya sanat edinmelerini sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkânı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmesine MAHKEMECE KARAR VERİLEBİLİR.
 Mahkeme, denetim süresi içinde hükümlüye rehberlik edecek bir uzman kişiyi görevlendirebilir. Mahkeme, hükümlünün kişiliğini ve sosyal durumunu göz önünde bulundurarak, denetim süresinin herhangi bir yükümlülük belirlemeden veya uzman kişi görevlendirmeden geçirilmesine de karar verebilir.


ERTELEMENİN ORTADAN KALKMASIHükümlünün denetim süresi ( 1-3 Yıl) içinde:
- Kasıtlı bir suç işlemesi ( TAKSİRLİ SUÇ DEĞİL ) VEYA, 
- kendisine yüklenen yükümlülüklere, hâkimin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi hâlinde; ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verilir.
ERTELEME İLE BELİRLENEN Denetim süresi yükümlülüklere uygun veya iyi hâlli olarak geçirildiği takdirde, ceza infaz edilmiş sayılır. ( KİŞİ MAHKÛM OLMUŞ VE CEZASINI ÇEKMİŞ SAYILIR. )



GÜVENLİK TEDBİRLERİGüvenlik Tedbiri: Toplum için tehlike oluşturan suçun işlenmesinden sonra fail hakkında hakim tarafından hükmedilen yaptırımdır.
Güvenlik tedbirleri bir yandan toplumu korumak diğer yandan da, suç teşkil eden fiili ortaya koyan şahsın, yeni suçlar işlememesi için uygulanır. Güvenlik tedbiri, tekrar suç işlenmesini önlemek için öngörülmüş olan toplumsal savunma mekanizmasıdır.
1- Türk Ceza Kanununda GERÇEK KİŞİLER İÇİN güvenlik tedbirleri üç türdür:
- Belli hakları kullanmaktan yoksun kılma,
- Eşya müsaderesi,
- Kazanç müsaderesi.
2- TÜZEL KİŞİLERE HAS GÜVENLİK TEDBİRİ İSE: FAALİYET İZNİNİN İPTALİDİR. Faaliyet izni kötüye kullanılarak işlenilen suçlarda faaliyet izni iptal edilebilir.
Yine eğer şartları var ise, tüzel kişiler için de eşya müsaderesi ve kazanç müsaderesi güvenlik tedbirleri de uygulanabilir.  


A- Belli Haklardan Yoksun Kılma:​Kişi, KASTEN işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak;
- Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tâbi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten,
- Seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasî hakları kullanmaktan,
- Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan,
- Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasî parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan,
- Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tâbi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten, yoksun bırakılır.
​BU HAKLAR SADECE İŞLENEN SUÇUN CEZASI ÇEKİLİNCEYE KADAR KULLANILAMAZ. Ömür boyu YASAKLAMA SÖZ KONUSU DEĞİLDİR.
​→ Ancak mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından her hangi bir kısıtlama söz konusu olmaz.
→ Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen kişi hakkında kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten yoksun kılınma tedbiri uygulanmayabilir.
→ Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada 18 yaşını tamamlamamış kişiler hakkında yukarıda sayılan HAK YOKSUNLUKLARI UYGULANAMAZ.
→ Belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet hâlinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebilir. Yasaklama ve geri alma hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe girer ve süre, cezanın tümüyle infazından itibaren işlemeye başlar.
 
B- EŞYA MÜSADERESİ​Müsadere, suça konu olan veya suçta kullanılan, suçtan elde edilen veya suç işlenmek suretiyle ortaya çıkan bir eşyanın mülkiyetinin devlete geçmesidir.
İyiniyetli üçüncü kişilere ait olmamak koşuluyla, kasıtlı bir suçun işlenmesinde kullanılan veya suçun işlenmesine tahsis edilen ya da suçtan meydana gelen eşyanın müsaderesine hükmolunur.
Suçun işlenmesinde kullanılmak üzere hazırlanan eşya, kamu güvenliği, kamu sağlığı veya genel ahlâk açısından tehlikeli olması durumunda müsadere edilir.
Birinci fıkra kapsamına giren eşyanın, ortadan kaldırılması, elden çıkarılması, tüketilmesi veya müsaderesinin başka bir surette imkânsız kılınması hâlinde; bu eşyanın değeri kadar para tutarının müsaderesine karar verilir.
Suçta kullanılan eşyanın müsadere edilmesinin işlenen suça nazaran daha ağır sonuçlar doğuracağı ve bu nedenle hakkaniyete aykırı olacağı anlaşıldığında, müsaderesine hükmedilmeyebilir.
Üretimi, bulundurulması, kullanılması, taşınması, alım ve satımı suç oluşturan eşya, müsadere edilir.
Bir şeyin sadece bazı kısımlarının müsaderesi gerektiğinde, tümüne zarar verilmeksizin bu kısmı ayırmak olanaklı ise, sadece bu kısmın müsaderesine karar verilir.
Birden fazla kişinin paydaş olduğu eşya ile ilgili olarak, sadece suça iştirak eden kişinin payının müsaderesine hükmolunur.
BASIN ALETLERİ suç eşyası olduğundan bahisle MÜSADERE OLUNAMAZ. (Anayasa m. 30)
 
 C- KAZANÇ MÜSADERESİ    ​Suçun işlenmesi ile elde edilen veya suçun konusunu oluşturan ya da suçun işlenmesi için sağlanan maddî menfaatler ile bunların değerlendirilmesi veya dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan ekonomik kazançların müsaderesine karar verilir. Bu fıkra hükmüne göre müsadere kararı verilebilmesi için maddî menfaatin suçun mağduruna iade edilememesi gerekir.
Müsadere konusu eşya veya maddî menfaatlere el konulamadığı veya bunların merciine teslim edilmediği hâllerde, bunların karşılığını oluşturan değerlerin ( EŞYA YERİNE GEÇEN DEĞER- PARA ) müsaderesine hükmedilir.
Kazancın/eşya yerine geçen değerin müsadere edilebilmesi için, eşyayı sonradan iktisap eden kişinin 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun iyiniyetin korunmasına ilişkin hükümlerinden yararlanamıyor olması gerekir
  
 
D- ÇOCUKLARA ÖZGÜ GÜVENLİK TEDBİRLERİ   ​Çocuklara özgü güvenlik tedbirlerinin neler olduğu ve ne suretle uygulanacakları ilgili kanunda gösterilir. Çocuk Koruma Kanunu’na göre bu tedbirler; Danışmanlık, Eğitim, Bakım, Sağlık ve Barınma Tedbirleridir. (Çocuk Kor. Kan. m. 5)
 
E- AKIL HASTALARINA ÖZGÜ GÜVENLİK TEDBİRLERİ  ​Fiili işlediği sırada akıl hastası olan kişi hakkında, koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbirine hükmedilir. Hakkında güvenlik tedbirine hükmedilen akıl hastaları, yüksek güvenlikli sağlık kurumlarında koruma ve tedavi altına alınırlar.
 
Hakkında güvenlik tedbirine hükmedilmiş olan akıl hastası, yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca düzenlenen raporda toplum açısından tehlikeliliğinin ortadan kalktığının veya önemli ölçüde azaldığının belirtilmesi üzerine mahkeme veya hâkim kararıyla serbest bırakılabilir.
    Suç işleyen alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlısı kişilerin, güvenlik tedbiri olarak, alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlılarına özgü sağlık kuruluşunda tedavi altına alınmasına karar verilir. Bu kişilerin tedavisi, alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlılığından kurtulmalarına kadar devam eder. Bu kişiler, yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca bu yönde düzenlenecek rapor üzerine mahkeme veya hâkim kararıyla serbest bırakılabilir.



SUÇTA TEKERRÜR ( TEKRAR SUÇ İŞLEME) VE ÖZEL TEHLİKELİ SUÇLULAR    ​Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi hâlinde, ( AYNI TÜRDEN SUÇ OLMASINA GEREK YOKTUR. BAŞKA BİR SUÇ İŞLENMİŞ İSE DE) tekerrür hükümleri uygulanır. Bunun için cezanın infaz edilmiş olması gerekmez. İlk CEZANIN KESİNLEŞMİŞ OLMASI YETERLİDİR.
Tekerrür hükümleri, önceden işlenen suçtan dolayı; 
 ​a) Beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl,
 ​b) Beş yıl veya daha az süreli hapis ya da adlî para cezasına mahkûmiyet hâlinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl, geçtikten sonra işlenen suçlar dolayısıyla uygulanmaz.
 Tekerrür hâlinde, sonraki suça ilişkin kanun maddesinde seçimlik olarak hapis cezası ile adlî para cezası öngörülmüşse, hapis cezasına hükmolunur.
 Kasıtlı suçlarla taksirli suçlar ve sırf askerî suçlarla diğer suçlar arasında tekerrür hükümleri uygulanmaz.
Kasten öldürme, kasten yaralama, yağma, dolandırıcılık, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti ile parada veya kıymetli damgada sahtecilik suçları hariç olmak üzere; yabancı ülke mahkemelerinden verilen hükümler tekerrüre esas olmaz.
Fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişilerin işlediği suçlar dolayısıyla tekerrür hükümleri uygulanmaz.
 ​Tekerrür hâlinde hükmolunan ceza, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilir. Tekerrür sebebiyle FAİLİN CEZASI ARTIRILMAZ. Ayrıca, mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.
 Mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin, itiyadi suçlu, suçu meslek edinen kişi veya örgüt mensubu suçlu hakkında da uygulanmasına hükmedilir.
 SINIR DIŞI EDİLME
    ​İşlediği bir suç sebebiyle HAPİS CEZASINA MAHKUM OLAN YABANCIkoşullu salıverilmeden yararlandıktan ve her halde cezasının infazı tamamlandıktan sonra, durumu, sınır dışı işlemleriyle ilgili olarak değerlendirilmek üzere derhal İçişleri Bakanlığına bildirilir.
 
CEZANIN BELİRLENMESİ VE BİREYSELLEŞTİRİLMESİ  ​  Somut olayda önce TEMEL CEZA belirlenir. Daha sonra temel ceza üzerinden ÖNCE ARTIRIMLAR SONA İNDİRİMLER YAPILIR. Daha sonra ise İLK ÖNCE TEŞEBBÜS en son ise TAKDİRİ İNDİRİM NEDENLERİ uygulanarak sonuç ceza belirlenir.
Kanunda açıkça yazılı olmadıkça, cezalara ne artırılabilir ne eksiltilebilir ne de değiştirilebilir. ( TCK m. 61/10 )
 
TAKDİRİ İNDİRİM NEDENLERİ​Fail yararına cezayı hafifletecek takdiri nedenlerin varlığı hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine, müebbet hapis; müebbet hapis cezası yerine, yirmibeş yıl hapis cezası verilir. Diğer cezaların altıda birine kadarı indirilir.  
Takdiri indirim nedeni olarak:
- Failin geçmişi,
- Sosyal ilişkileri,
- Fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları,
- Cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurulabilir.
Hakim takdiri indirim yapmak zorunda değildir. Ancak takdiri indirim uygulasa da uygulamasa da bunu kararda göstermek zorundadır.
Takdiri indirim nedeni olarak gözönüne alınacak olan sebepler kanunda sayılanlar ile sınırlı değildir. Bu sayılanlar örnek olarak verilmiştir.
 
MAHSUP
   ​Hüküm kesinleşmeden önce gerçekleşen ve şahsî hürriyeti sınırlama sonucunu doğuran bütün hâller nedeniyle geçirilmiş süreler, hükmolunan hapis cezasından indirilir. Adlî para cezasına hükmedilmesi durumunda, bir gün yüz Türk Lirası sayılmak üzere, bu cezadan indirim yapılır. MAHSUP SADECE BİR MAHKÛMİYET İÇİN YAPILIR.
 
DAVA VE CEZANIN DÜŞÜRÜLMESİ
1- SANIĞIN VEYA HÜKÜMLÜNÜN ÖLÜMÜ

 
 ​Sanığın ölümü hâlinde kamu davasının düşürülmesine karar verilir. Ancak, niteliği itibarıyla müsadereye tâbi eşya ve maddî menfaatler hakkında davaya devam olunarak bunların müsaderesine hükmolunabilir.
      Hükümlünün ölümü, hapis ve henüz infaz edilmemiş adlî para cezalarını ortadan kaldırır. Ancak, müsadereye ve yargılama giderlerine ilişkin olup ölümden önce kesinleşmiş bulunan hüküm, infaz olunur.



2-  AF ÖZEL AF: Cezaya bağlı olan veya hükümde belirtilen hak yoksunlukları, özel affa rağmen etkisini devam ettirir.   Özel af sadece HAPİS CEZASININ İNFAZINI ORTADAN KALDIRIR.
Özel af ile ( ÖZEL AFFA; TBMM veya KOCAMA, SÜREKLİ HASTALIK- SAKATLIK HALLERİ ile sınırlı olmak kaydı ile CUMHURBAŞKANI KARAR VERİR) hapis cezasının infaz kurumunda çektirilmesine son verilebilir veya infaz kurumunda çektirilecek süresi kısaltılabilir ya da adlî para cezasına çevrilebilir.
 ÖZEL AF İLE: ADLİ PARA CEZALARI SONA ERMEZ.
​AFFIN GENELLİĞİ/ÖZELLİĞİ; KAPSADIĞI SUÇLARIN VE SUÇLULARIN SAYISINA GÖE DEĞİL, DOĞURDUĞU SONUÇLARA GÖRE BELİRLENİR.
GENEL AFTA: AFFA UĞRAYAN CEZALAR ADLİ SİCİLDEN SİLİNİRLER VE AFFA UĞRAMIŞ MAHKUMİYETLER TEKERRÜRE ESAS OLAMAZ.
     Genel af hâlinde ( GENEL AFFA T.B.M.M KARAR VERİR ), kamu davası düşer, hükmolunan cezalar bütün neticeleri ile birlikte ortadan kalkar.
 
ÖZEL AFTA: CEZA HALA TEKERRÜRE ESASTIR VE ADLİ SİCİLDE VARLIĞINI KORUR.
​ORMAN SUÇLARI İÇİN GENEL VE ÖZEL AF ÇIKARILAMAZ. ORMAN YAKMA, YOKETME VE DARALTMA EYLEMLERİ ORMAN SUÇU SAYILMAKTADIR.
 
3- DAVA VE CEZA ZAMANAŞIMI
DAVA ZAMANAŞIMI

Kanunda öngörülen süreler içerisinde kamu davası hiç açılmaması durumunda DAVA AÇILMAMASI ve açılmışsa da davanın düşmesini gerektiren sürelere dava zamanaşımı denilir.
DAVA ZAMANAŞIMI SÜRESİNİN DURMASI VEYA KESİLMESİ

  ​Soruşturma ve kovuşturma yapılmasının, izin veya karar alınması veya diğer bir mercide çözülmesi gereken bir meselenin sonucuna bağlı bulunduğu hâllerde; izin veya kararın alınmasına veya meselenin çözümüne veya kanun gereğince hakkında kaçak olduğu hususunda karar verilmiş olan suç faili hakkında bu karar kaldırılıncaya kadar dava zamanaşımı durur.
 Bir suçla ilgili olarak;
1- Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi, 
2- Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi,
3- Suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi,
4- Sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi,
 Halinde, dava zamanaşımı kesilir.
 Dava zamanaşımı kesildiğinde, zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlar. Dava zamanaşımını kesen birden fazla nedenin bulunması halinde, zamanaşımı süresi son kesme nedeninin gerçekleştiği tarihten itibaren yeniden işlemeye başlar.
Kesilme halinde, zamanaşımı süresi ilgili suça ilişkin olarak Kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzar.


CEZA ZAMANAŞIMI​Kanunda yazılı sürelerin geçmesiyle birlikte CEZANIN İNFAZ EDİLEMEMESİ sonucunu ortaya çıkaran sürelere ceza zamanaşımı adı verilir.
 
CEZA ZAMANAŞIMININ KESİLMESİ  ​Mahkûmiyet hükmünün infazı için yetkili merci tarafından hükümlüye kanuna göre yapılan tebligat veya bu maksatla hükümlünün yakalanması ceza zamanaşımını keser.
 ​Bir suçtan dolayı mahkûm olan kimse üst sınırı iki yıldan fazla hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlediği takdirde, ceza zamanaşımı kesilir.
 
CEZA ZAMANAŞIMI VE HAK YOKSUNLUKLARI    ​Cezaya bağlı olan veya hükümde belirtilen hak yoksunluklarının süresi ceza zamanaşımı doluncaya kadar devam eder.



MÜSADEREDE ZAMANAŞIMI  ​Müsadereye ilişkin hüküm, kesinleşmeden itibaren 20 YIL geçtikten sonra infaz edilmez.
 
ZAMANAŞIM HÜKÜMLERİNİN UYGULANAMAYACAĞI SUÇLAR​Soykırım Suçu ve İnsanlığa Karşı Suçlarda ve Türk Ceza Kanunu'nun ikinci kitap dördüncü kısmında yer alan "Millite ve devlete Karşı Suçlar"  bakımından ki bu suçlar içerisinde zimmet, rüşvet, irtikap gibi -Kamu idaresinin güvenilirliğine karşı suçlar da var- bu suçlar içerisinde Ağ. Müebbet, Müebbet veya 10 yıldan fazla hapis gerektiren suçların YURT DIŞINDA İŞLENMESİ halinde DAVA ZAMANAŞIMI HÜKÜMLERİ UYGULANMAZ.
 Bu bağlamda öncelikle BU SUÇLARIN ağ. Müebbet, müebbet ya da 10 YILDAN FAZLA hapsi gerektirmesi lazım ve YURT DIŞINDA İŞLENMİŞ OLMASI LAZIM. (Zimmet rüşvet ve irtikap suçlarının üst sınırı 12 yıldır.) Soykırım ve İnsanlığa Karşı suçlarda suçun yurt dışında işlenmiş olmasına gerek yoktur.
 
4-ŞİKÂYETSoruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olan suç hakkında yetkili kimse altı ay içinde şikâyette bulunmadığı takdirde soruşturma ve kovuşturma yapılamaz.
   ​Zamanaşımı süresini geçmemek koşuluyla bu süre, şikâyet hakkı olan kişinin fiili ve failin kim olduğunu bildiği veya öğrendiği günden başlar.
   ​Şikâyet hakkı olan birkaç kişiden birisi altı aylık süreyi geçirirse bundan dolayı diğerlerinin hakları düşmez. (Şikayetin Bağımsızlığı)
Kovuşturma yapılabilmesi şikâyete bağlı suçlarda kanunda aksi yazılı olmadıkça suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesi davayı düşürür ve hükmün kesinleşmesinden sonraki vazgeçme cezanın infazına engel olmaz. Hüküm kesinleşinceye kadar vazgeçme mümkündür.
   ​İştirak hâlinde suç işlemiş sanıklardan biri hakkındaki şikâyetten vazgeçme, diğerlerini de kapsar. (Şikayetin Bölünemezliği)
   ​Kanunda aksi yazılı olmadıkça, vazgeçme onu kabul etmeyen sanığı etkilemez. Yani şüpheli/sanık kabul etmedikçe, şikâyetçi tek taraflı olarak soruşturmayı veya davayı düşüremez. Şikâyetten vazgeçme tek taraflı bir beyan ile hüküm ve sonuç doğurmaz.
Kamu davasının düşmesi, suçtan zarar gören kişinin şikâyetten vazgeçmiş olmasından ileri gelmiş ve vazgeçtiği sırada şahsî haklarından da vazgeçtiğini ayrıca açıklamış ise artık hukuk mahkemesinde de dava açamaz.!!!!
Suça ilişkin ihbar veya şikâyet, Cumhuriyet Başsavcılığına veya kolluk makamlarına yapılabilir.
Valilik veya kaymakamlığa ya da mahkemeye yapılan ihbar veya şikâyet, ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir.
Yurt dışında işlenip ülkede takibi gereken suçlar hakkında Türkiye'nin elçilik ve konsolosluklarına da ihbar veya şikâyette bulunulabilir.
Bir kamu görevinin yürütülmesiyle bağlantılı olarak işlendiği iddia edilen bir suç nedeniyle, ilgili kurum ve kuruluş idaresine yapılan ihbar veya şikâyet, gecikmeksizin ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir.
İhbar veya şikâyet yazılı veya tutanağa geçirilmek üzere sözlü olarak yapılabilir.
Yürütülen soruşturma sonucunda kovuşturma evresine geçildikten sonra suçun şikâyete bağlı olduğunun anlaşılması halinde; mağdur açıkça şikâyetten vazgeçmediği takdirde, yargılamaya devam olunur. !!!
 
5- ÖN ÖDEMEUzlaşma kapsamındaki suçlar hariç olmak üzere, yalnız adlî para cezasını gerektiren veya kanun maddesinde öngörülen hapis cezasının yukarı sınırı üç ayı aşmayan suçların faili;
 a) Adlî para cezası maktu ise bu miktarı, değilse aşağı sınırını,
 ​b) Hapis cezasının aşağı sınırının karşılığı olarak her gün için yirmi Türk Lirası üzerinden bulunacak miktarı,
 c) Hapis cezası ile birlikte adlî para cezası da öngörülmüş ise, hapis cezası için bu fıkranın (b) bendine göre belirlenecek miktar ile adlî para cezasının aşağı sınırını, Soruşturma giderleri ile birlikte, Cumhuriyet savcılığınca yapılacak tebliğ üzerine on gün içinde ödediği takdirde hakkında kamu davası açılmaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder